2. milenyumun son çeyreğini eteğinden tutmuş, nisan yağmurları anne elleri narinliği ve şefkati ile Çukurova’nın saçlarını okşarken Adana’da doğmuşum. Dört yıl boyunca Çukurova yanmış ben yanmışım, sabır taşı çatlatan sıcağında tenimi ve gönlümü yakmışım. Mahalleye getirilen ve eğlence olsun diye oynatılan bir “ayı”cağızın hüznüne ortak olmuş (az biraz da korkmuşum) ve kaçmışım. Yanmaya Osmaniye’de devam etmiş bu arada ana sınıfında, ilkokulda ve Haruniye (Düziçi) Öğretmen Lisesinde okumuşum. Üniversiteye İlk Adımı Samsun, 19 Mayıs Ünv. Sınıf Öğretmenliğinde atmış, çırpındıkça Karadeniz ben çırpınmışım. Karadeniz’in hırçın suları gönlümdeki edebiyat okuma aşkını söndürememiş kendimi Marmara sularına atmışım. Balıkesir Ünv. Necatibey Eğitim fakültesinin edebiyat tezgâhında aşkı d/okumuş ve âşık olamamış, öğretmen olmuşum.
Ülkemin birbirinden güzide illeri Ankara, Yozgat, İstanbul, Adıyaman’da öğretmenlik yapıp bir kuru yaprak misali savrulurken bir de baktım ki içime sıla hasreti düşmüş ata yurdu Kahramanmaraş’a gelmişim.
3. Milenyumun ilk çeyreğinde başladığım öğretmenlik hayatım 11 yıldır Kahramanmaraş’ta devam ediyor.
Evliyim, üç harika çocuğum var, kitap okuyorum, çocuklarımla uğraşıyorum. Asıl olan da bu zaten… ötesi boş…